12-05-2017, Saat: 18:53
İnsanlar, kuru, kirli ve karanlık bir gecenin, rüzgarının toz bulutu ile şafağa birleştirdiği bir sabaha uyanmak üzereyken doğuvermişti Aksakalın ellerine.. Onun doğuşu ilk ve öncelikle Elf Prensesi annesinin eceli olmuştu.. Annesinin ölümü ile Elf çağının yıkılmaz hükümdarı Tallaarın canlıları, kin ve öfke boyasına boyayıp kalesinde kör gözlerle savaştırmaya başlamasına sebep olan bir çocuk olduğunu ve Bizzat babası tarafından lanetlendiğini yine bu yüzden annesinin yüzü ile doğduğunu ancak öldüğünde anlayacaktı..
De’Larisa arenasının kuytu bir köşesinde , güneş, ışıklarını Feonun üstünden çekiyordu.. Kıpkırmızı bir öfke ile, olacaklardan ve gücünden habersiz bir çocuk bilmediği babasına kin kusuyor , benzediği annesine özlem duyuyordu.. Gözlerinden akan her damla yaş için hesap soracağının yeminini elindeki Cellat baltasına yazmıştı..
Seyrederken yeryüzünü hiç bu kadar zor olacağını düşünmüyordu.. ama artık yeryüzündeydi. Babasının hükümdarlığı hafızasından silinmiş olsa da, annesinin altın sarısı saçları ile hiç olmadığı kadar huzursuz ve sebebini bilmediği intikam hırsı ile yanıp kavruluyordu..
Günler günleri kovaladı.. amaçsızca Feonun dört bi tarafını karış karış geziyor tanıdık bir el tanıdık bir toz parçası arıyordu.. ama yoktu.. Kendisine bi amaç edinmiş her insanı rahatsız eden bir karaktere bürünmüştü.. Kırsal alanda balık tutan yada ot ve bitki toplayan insanlara musallat olmuş onlara hayatı zindan ediyordu.. Ta ki sarayından çıkıp kırsal alan tepesinden, insanların çığlığını duyan Kafatası çölü yobazı , Yobaz Vilmos’un korkutucu ve gürültülü kahkahalarını duyana kadar..
Galmaharın altın miğferini eritip kendisine yaptırdığı dişlerinin arasından akan salyaları silerek, emrinde bulunan askerlere seslendi..
Getirin şu emaneti bana..
--- Nasılsın delikanlı… ?
--- Sende kimsin , hem neden bana delikanlı diyorsun… Oysa ben bir kızım..
--- Aa doğru yaa .. Sen çok güzel bir kızsın ve bu onun en sevdiğim intikam alma yöntemi..
--- O da kim ?
Çok gürültülü bir kahkaha ve ardından teslim olmuş ve korkak bir bakış, aynı zamanda gururlu ve mağrur bir eda ile..
--O…. Benim Efendim….. Gökyüzünden Bana intikam ateşi yollayan..
-- Hiiç bir şey anlamıyorum lanet olası çirkin ihtiyar git başımdan.. Dedi ve hızla uzaklaştı yobazın yanından..
Askerleri hamle yapıp yakalamak istedi , eliyle işaret etti Yobaz..
---Bırakın gitsin.. Kanı , onu buraya, benim ellerime , efendimin mabedine getirecektir..
Köle urania bu sözlere şahit olmuştu.. Ne yapıp edip durdurması gerekiyordu ama yüzünü görmemişti o çocuğun.. bu yüzden her gelene yobaz ile konuşmama konusunda telkinde bulunacaktı, bundan başka çareside yoktu zaten…