02-02-2017, Saat: 20:28
Basit, gökyüzünün şearanın ejderhaları tarafından griye boğulduğu bir gün..
ciğerlerim lanet iguaronların kokusuyla dolmuş! siyah kamar gemisinde bulduğum ilk kasanın üzerine çökmüşüm.
katil baltam dizlerimin arasında.. verdanyaya baskına giden gemi dalgalarla dans ettikçe. baltam dizlerimden kurtulacakmış gibi oluyordu. Sadece yorgun ve öfkeliydim.. Gemi limana yanaştı.. Korkak magronlardan ne beklersin? kimsecikler yok! sartnog askerlerinin çığlıklarını duydum uzaktan.. bir kadından bahsediyorlardı.. ırklarının sonu olacak o kadından.. hemen birini kellesini alıp diğerlerinin peşine koştum.zaman benimle oynuyordu sanki yetişemiyordum ben kovaladıkça onlar kaçıyordu baltam kana susamıştı koşar adımlarla malikanelerine yöneldim..... sanki ejderha tüm nefesini gözbebeklerine doldurmuştu O'nun.. Saç rengini şeara seçmiş, ten rengini şeara üflemişti bedenine.. tek başına saatlerce aciz magronlarla çarpışmış, hala da devam ediyordu. O '' rikka' ydı ''. Önce bir kaç dakika magronları sağa sola fırlatmasını izledim.. Sanki şearayla çarpışıyormuşcasına can veriyorlardı. daha kalabalık gelip daha fazla can veriyorlardı.. Çantamda atalarımın kanıyla yıkadığım bir kaç tomar, bir kaç iksir ve ciğerlerimde ejderhanın öfkesi vardı! ''onun yanında çarpışmayacaksam ne anlamı var bu savaşın?'' diye sordum kendi kendime. hemen baltamı kapıp atladım o magronların arasına! önce kabus, sonra godfather derken teker teker doğradım rikkanın bakışlarından güç alıp! biz sırt sırta verdikçe ejderhalar gökyüzünde beliriyordu. şeara bize kadeh kaldırıyordu uzaklardan, en uzaklardan!
o savaşın galibi oldu rikka.. benden daha güçlü çıktı.. yorgun ve yaşlı bu büyükbaba'yı kaplanının sırtına atıp çantasında ki magron kelleleriyle koyuldu yola.. siyah kamarın gıcırdayan kamarasında saatlerce yaralarımı sardı. gemi limana yaklaştığında korkak iguanalar kaçmaya başladı sağa sola, domino taşları gibi yıkıldılar rikka'yı görünce! rikkanın son yalnız yolculuğuydu belkide. Yaşlı Buyukbaba'nın yaralarını sarıp bir kaç iksir içirdi yaralı dudaklarından.. Göz göze geldiğimizi hatırlıyorum.. bana o iksirleri içerken iri gözleriyle cesur bir şekilde gözlerime bakışını hatırlıyorum.. Sanki feonun kurtarıcısıydı! son insandı sanki! ejderhaların terbiyecisiydi sanki! sonra o sert kadın gülümsedi! hayret ya şeara! ben dedi.. '' ben ''.. Rikka!. O gün feo farklı bir anlam kazandı bu yorgun ve yaşlı büyükbaba için.. baltamı bilerken karşımda kılıçlarını bileyen, benimde feonunda son umudu olan bir kadın rikka.. benimle bu sonsuz savaşta sırt sırta verecek kadın rikka.. Feonun en cesur aşkını bana tattıran kadın rikka!...
Kılıçlarını bile!
tomarlarını büyüle!
iksirlerini atalarımızın kanlarıyla doldur rikka!
Nikah günümüzde, magron kellelerini almaya gideceğiz...!
Rikka & BuyukBaba
biraz uçtuysak affola. Monolog tarzı yazmak istedim. Gerçekten hikayeyi oylamanız dileğiyle! Sevgi ve selametle..
ciğerlerim lanet iguaronların kokusuyla dolmuş! siyah kamar gemisinde bulduğum ilk kasanın üzerine çökmüşüm.
katil baltam dizlerimin arasında.. verdanyaya baskına giden gemi dalgalarla dans ettikçe. baltam dizlerimden kurtulacakmış gibi oluyordu. Sadece yorgun ve öfkeliydim.. Gemi limana yanaştı.. Korkak magronlardan ne beklersin? kimsecikler yok! sartnog askerlerinin çığlıklarını duydum uzaktan.. bir kadından bahsediyorlardı.. ırklarının sonu olacak o kadından.. hemen birini kellesini alıp diğerlerinin peşine koştum.zaman benimle oynuyordu sanki yetişemiyordum ben kovaladıkça onlar kaçıyordu baltam kana susamıştı koşar adımlarla malikanelerine yöneldim..... sanki ejderha tüm nefesini gözbebeklerine doldurmuştu O'nun.. Saç rengini şeara seçmiş, ten rengini şeara üflemişti bedenine.. tek başına saatlerce aciz magronlarla çarpışmış, hala da devam ediyordu. O '' rikka' ydı ''. Önce bir kaç dakika magronları sağa sola fırlatmasını izledim.. Sanki şearayla çarpışıyormuşcasına can veriyorlardı. daha kalabalık gelip daha fazla can veriyorlardı.. Çantamda atalarımın kanıyla yıkadığım bir kaç tomar, bir kaç iksir ve ciğerlerimde ejderhanın öfkesi vardı! ''onun yanında çarpışmayacaksam ne anlamı var bu savaşın?'' diye sordum kendi kendime. hemen baltamı kapıp atladım o magronların arasına! önce kabus, sonra godfather derken teker teker doğradım rikkanın bakışlarından güç alıp! biz sırt sırta verdikçe ejderhalar gökyüzünde beliriyordu. şeara bize kadeh kaldırıyordu uzaklardan, en uzaklardan!
o savaşın galibi oldu rikka.. benden daha güçlü çıktı.. yorgun ve yaşlı bu büyükbaba'yı kaplanının sırtına atıp çantasında ki magron kelleleriyle koyuldu yola.. siyah kamarın gıcırdayan kamarasında saatlerce yaralarımı sardı. gemi limana yaklaştığında korkak iguanalar kaçmaya başladı sağa sola, domino taşları gibi yıkıldılar rikka'yı görünce! rikkanın son yalnız yolculuğuydu belkide. Yaşlı Buyukbaba'nın yaralarını sarıp bir kaç iksir içirdi yaralı dudaklarından.. Göz göze geldiğimizi hatırlıyorum.. bana o iksirleri içerken iri gözleriyle cesur bir şekilde gözlerime bakışını hatırlıyorum.. Sanki feonun kurtarıcısıydı! son insandı sanki! ejderhaların terbiyecisiydi sanki! sonra o sert kadın gülümsedi! hayret ya şeara! ben dedi.. '' ben ''.. Rikka!. O gün feo farklı bir anlam kazandı bu yorgun ve yaşlı büyükbaba için.. baltamı bilerken karşımda kılıçlarını bileyen, benimde feonunda son umudu olan bir kadın rikka.. benimle bu sonsuz savaşta sırt sırta verecek kadın rikka.. Feonun en cesur aşkını bana tattıran kadın rikka!...
Kılıçlarını bile!
tomarlarını büyüle!
iksirlerini atalarımızın kanlarıyla doldur rikka!
Nikah günümüzde, magron kellelerini almaya gideceğiz...!
Rikka & BuyukBaba
biraz uçtuysak affola. Monolog tarzı yazmak istedim. Gerçekten hikayeyi oylamanız dileğiyle! Sevgi ve selametle..