24-01-2017, Saat: 18:44
(Son Düzenleme: 03-02-2017, Saat: 05:40, Düzenleyen: Bugra.
Sebep: Hikaye girdisi
)
Genç savaşçı, o gün Vimilya bölgesinde bir ağacın altında sevgilisi ile buluşmak üzere randevulaşmıştı. De'Larisa muhafızlarının onu ardığını biliyordu çünkü bankacıya olan borcundan dolayı zindana atılmak üzere aranan bir kaçaktı. Ama sevdiğine söz vermişti, sözünde durmamak olmazdı. Bir savaşçıya yakışmazdı.
Sevgilisnden önce vardı Vimilya'ya. Tam sözleştikleri o güzel ağacın altındaydı şimdi. İçinde bin bir umut, dilinde bir sevda türküsü, yüreği aşkın coşkusuyla gümbür gümbür. Nasıl da maviydi gökyüzü, ballaur okyanusu gibi. Ağacın altındaydı, bekliyordu sevdiceğini. Hiç sırası mıydı şimdi muhafızların, tepeden tırnağa aşk kesilmişken Vimilya, yer, gök ve bu ağaç?
Gizlenmeli, ama nereye? Çok da düşünmeye değmezdi ki hayat. Yaşayıp gidiyoruz bir şekilde. Tıpkı şu ağaç gibi. Hayranlıkla başını kaldırdı ağacın dev gövdesinden şevkatli yapraklarına doğru. Bu şevkatli yapraklar elbette onu da kollarına alabilirdi. Gençti savaşçı, çabucak tırmandı ağacın gövdesine ve bir çabuk gizledi kendini ağacın yaprakları arasına.
Savaşçı, ağacın tepesindeyken sevdiği gelip herşeyden habersiz, ağacın altında beklemeye başladı. O an savaşçının gözünden şeara görse onun güzelliğini kıskanır, en kudretli yaratıklarını gönderirdi hasetinden. Ah, ona bir “hiiişt” diyebilse, bir ıslık çalabilse ya da, en güzel sesli bir bülbül kesilse de varlığını bildirebilse! Ama muhafızlar var aşağıda, seslenemez ki sevdiğine!
sevdiceği yaprakların altında bir sağa döndü bir sola, bir arkasına baktı bir önüne, başını öne eğdi de yere baktı, ama bir türlü yukarıya bakmadı yazık ki!
Genç savaşçı sustukça sabırsızlanıyor, adeta ağacın köklerini topraktan sökecek oluyordu. Sevdiği oduni gibi ağaç olmuştu orada öylece. Seslenemiyordu sevdiceğine, içine atıyordu haykırışlarını. Genç sevgili, dayanamdı ve bıraktı gözyaşlarını, toprağın üzerine ılık ılık düştü damlalar. Ve gitti. Onca bekleyişten sonra gitti.
Aşşağıya inse zindan; yukarısı ondan beter... Sevdiceği siyah kamar gemisine binerken, arkasından yalnızca gözyaşı döktü savaşçı, üç gün üç gece ağladı ve sonunda başladı türküsünü söylemeye... CAN VERİRKEN SÖYLEDİĞİ ACI TÜRKÜYÜ HALA VİMİLYA BÖLGESİNDEKİ AĞACA YAKLAŞINCA DUYABİLİRSİNİZ...
❣bugra?MF6137❣
Sevgilisnden önce vardı Vimilya'ya. Tam sözleştikleri o güzel ağacın altındaydı şimdi. İçinde bin bir umut, dilinde bir sevda türküsü, yüreği aşkın coşkusuyla gümbür gümbür. Nasıl da maviydi gökyüzü, ballaur okyanusu gibi. Ağacın altındaydı, bekliyordu sevdiceğini. Hiç sırası mıydı şimdi muhafızların, tepeden tırnağa aşk kesilmişken Vimilya, yer, gök ve bu ağaç?
Gizlenmeli, ama nereye? Çok da düşünmeye değmezdi ki hayat. Yaşayıp gidiyoruz bir şekilde. Tıpkı şu ağaç gibi. Hayranlıkla başını kaldırdı ağacın dev gövdesinden şevkatli yapraklarına doğru. Bu şevkatli yapraklar elbette onu da kollarına alabilirdi. Gençti savaşçı, çabucak tırmandı ağacın gövdesine ve bir çabuk gizledi kendini ağacın yaprakları arasına.
Savaşçı, ağacın tepesindeyken sevdiği gelip herşeyden habersiz, ağacın altında beklemeye başladı. O an savaşçının gözünden şeara görse onun güzelliğini kıskanır, en kudretli yaratıklarını gönderirdi hasetinden. Ah, ona bir “hiiişt” diyebilse, bir ıslık çalabilse ya da, en güzel sesli bir bülbül kesilse de varlığını bildirebilse! Ama muhafızlar var aşağıda, seslenemez ki sevdiğine!
sevdiceği yaprakların altında bir sağa döndü bir sola, bir arkasına baktı bir önüne, başını öne eğdi de yere baktı, ama bir türlü yukarıya bakmadı yazık ki!
Genç savaşçı sustukça sabırsızlanıyor, adeta ağacın köklerini topraktan sökecek oluyordu. Sevdiği oduni gibi ağaç olmuştu orada öylece. Seslenemiyordu sevdiceğine, içine atıyordu haykırışlarını. Genç sevgili, dayanamdı ve bıraktı gözyaşlarını, toprağın üzerine ılık ılık düştü damlalar. Ve gitti. Onca bekleyişten sonra gitti.
Aşşağıya inse zindan; yukarısı ondan beter... Sevdiceği siyah kamar gemisine binerken, arkasından yalnızca gözyaşı döktü savaşçı, üç gün üç gece ağladı ve sonunda başladı türküsünü söylemeye... CAN VERİRKEN SÖYLEDİĞİ ACI TÜRKÜYÜ HALA VİMİLYA BÖLGESİNDEKİ AĞACA YAKLAŞINCA DUYABİLİRSİNİZ...
❣bugra?MF6137❣