Gök Tengri'nin kutsadığı sonsuz bozkırların kalbinde doğdu Büyük Hunlar. Göğü delercesine yükselen savaş naralarıyla, yiğitlerin ayak bastığı her toprakta tarih yeniden yazılırdı. Hunların kudretli savaşçıları, yıldırım gibi eserek dört bir yana korku saldılar. Toprak, onların güçlü adımları altında titrerken, düşmanlarının kalpleri korku içinde donup kalırdı.

Hun yiğitlerinin kalplerinde onur ateşi yanardı. Büyük Hunlar, güçlü liderlerinin önderliğinde, gökyüzüne ulaşan bir ulu çınar gibi büyüyerek sayısız kavmin kaderini değiştirdi. Bayrakları altında birleşen tüm yiğitler kardeş oldu; birlik ve cesaretle, imkânsızı başaran destansı zaferlere imza attılar.

Düşmanları, Hunların kudreti karşısında ya diz çöker ya da tarihin karanlık sayfalarında unutulmaya mahkûm olurdu. Onların yıldırım hızıyla hareket eden orduları önünde kimse duramazdı. Her zaferle birlikte gökyüzü daha da parlak, toprak daha da bereketli hale gelirdi. Hunların adımlarıyla yankılanan bozkırlar, nice destanları kulaktan kulağa taşır, şanlı hikâyelerini kuşaktan kuşağa aktarırdı.

Bugün bizler, Büyük Hunların evlatları, atalarımızın gücüyle yeniden yükseliyoruz. Bineklerimiz hazır, ruhlarımız çelik gibi sağlam. Kadim geleneklerimizden aldığımız güçle, Büyük Hun mirasını sonsuza kadar yaşatacağız. Zafer bizimle olacak; adımız gök kubbeyi delip geçecek ve tarih bir kez daha Hunların adıyla yazılacak!