Feo topraklarında gecenin karanlığına, ejderhaların nefesine ve düşmanın nefretine karşı bir arada duranlar…
Burada sadece bir hanlık değil, bir kader ortaklığı vardır.
Zamanın en karanlık günlerinde, Magron orduları üst üste yenilgiler alırken, umutsuzluk sarıyordu dünyayı.
İnsanlar güçlerini katlayarak ilerliyor, Syntralor’un kutsal diyarlarını tehdit ediyordu.
Tam o sırada, aralarından seçkin bir grup; zekâları, cesaretleri ve sarsılmaz bağlılıklarıyla birleşerek yeni bir hanlık kurdu:
Kurtlar Vadisi.
Fakat Kurtlar Vadisi sadece bir hanlık değildi; birlikte hareket eden, kararları ve kaderi yöneten gizli bir konseyin gölgesinde yükselen kadim bir güçtü:
Kurtlar Konseyi.
Konsey, sadece savaş meydanlarının değil, Feo’nun kaderinin de sessiz efendisiydi.
Onlar, gürültüyle değil, stratejiyle hükmeder; görünmeyen ellerle düşmanı diz çöktürürdü.
Kurucu liderlerin ilk emri nettir:
“Gürültü değil, sessizlik; güç değil, strateji; üstünlük değil, kararlılık.”
Bu prensiplerle, düşmanın hamlelerini önceden tahmin eden, her kaybı zaferle telafi eden bir kardeşlik doğdu.
Konseyin rehberliğinde, her savaş bir sınav, her zafer ise hanlığın kudretinin yeni bir işareti oldu.
Her bir kardeşimiz, kanının her damlasında bu toprakların ruhunu taşır.
Bu ruh; fırtına gibi yakar, kurt gibi keskin ve gece kadar sessizdir.